Artık söylemenin vakti geldi: “Mezuniyet yakın, meşaleleri yakın!” 4 yıllık öğrenim hayatımı 3,5 yılda bitirmenin haklı gururunu yaşarken, içim de hem bir burukluk hem de kocaman bir sevinç var.

Sanki üzerime gerçek hayatın tam anlamıyla sorumlulukları yüklenecek korkusu yaşıyorum. Şu üniversitenin kapısından girişimi hatırlıyorum da, ne çabuk geçti şu koskoca 5 yıl… Şimdi ise baktığımda; son ders haftam ve final haftasından oluşan 2 hafta kaldı. Teslim etmem gereken bir final projem ve 3 adet finalim var. Sonrası mı? Kocaman bir boşluk. Açıkçası, ne yapacağım konusunda hala net bir karar veremedim. Bildiğim bir şey varsa, son finalimden çıktığım gibi koşarak, Hukuk binası önünde, ”İşte bittiiii, mezunummm!” diye bağıracağım, zıplayacağım. ?

Kaçıp gidesim de var arkadaşlar. Öyle böyle değil. Elime şöyle az da olsa bir miktar para geçse inanın gideceğim. Başka bir ülke evet. Neden mi? İstemiyorum buralarda yaşamak. Sebebi dar geliyor bana burası. Sanki aklımdan geçenleri buradayken yapamayacak gibi hissediyorum. Sanki burası beni bir kalıba sokuyor ve zorla bu kalıpta yaşamamı sağlıyor. Bilmiyorum, bilemiyorum… Sanırım, klasik her son sınıf öğrencisinin yaşadığı mezuniyet öncesi depresyonu yaşıyorum. Depresyon derken yanlış anlaşılmasın. Demek istediğim ”endişe” hissiyatı. Malum, ”Öğrenci” sıfatından çıkıp, %14’lük ”İşsiz” sıfatına giriş yapacağım. İşsiz olmak istemiyorum, ama kendimi ifade edemeyeceğim bir işte çalışmak da istemiyorum. Gözüm elbette yükseklerde. Ama öyle koşa koşa gidip, yönetici olmalıyım hislerimi kaybettim. Ben daha farklı şeyler yapmalıyım bunu fark ettim. İnsanlara dokunmalıyım. Bütün gün bir başkasının şirketini yüceltmek için masa başı çalışıp, gerektiğinde insanları yönetmek istemiyorum. Ben kendim için ve insanlar için çalışmak istiyorum. Mümkün mü? Yapabilirim evet biliyorum ama burada yapabilir miyim bilmiyorum. Yine geldik başladığımız yere o zaman; ailem, çevrem, insanlar ne derler? Ahh, bir bitmedi bu insanların düşüncelerini bu kadar umursadığımız yaşamımız. Ben ne zaman kendi düşüncelerime saygı göstereceğim? Ya da pardon insanlar ne zaman düşüncelerime saygı gösterecek?

Aklımda yine deli sorular var farkındayım. Ama endişelerim yersiz değil. Yapmak istediklerimi yapacağım. Kendime söz veriyorum. Burada ya da başka bir yer de. Ama bir gün gerçekleşecek. Ve o gün gelince sadece şu şekilde anılmak istiyorum. ”İstedi, inandı ve yaptı.” O zamana kadar, son finallerime hazırlanıp, stajımı tamamlayıp, gerekirse yüksek lisansımı bitirip elimden gelenin en güzeli yapacağım. Çünkü ben ne istediysem, başardım ve başarmaya devam edeceğim. Taze mezuna yol açın, malum çiçeği burnunda! ? Hurrraa! ???